4 Haziran 2009 Perşembe

SÜT NEYSE KAYMAK DA ODUR

Süt neyse kaymak da o olur!
Yıllar önce yoksul bir kenar mahalle kahvesinde, yaşlı bir adam, üzgün gözlerini yüzüme dikmişti. Bıyıklarından bile keder akıyordu sanki.

Elimi, hışır hışır yaşlı ellerinin arasına aldı ve dedi ki: “Ben senin her yaptığını takip ederim. Çok üzülüyorsun, kendini yıpratıyorsun. Sana bir sözüm var. Üzülme, süt neyse kaymak da o olur. Bu millet böyle idareye layıktır.”

Yıllardır unutmuştum bu sözü. Dün genç bir arkadaşım buna benzer bir şey söyledi.

“Madem bu halk böyle istiyor, o zaman bırakalım ne istiyorsa onu yapsın abi ” dedi. “Medeniyete düşman olmak istiyorsa olsun, Mustafa Kemal’in izinden ayrılmak istiyorsa ayrılsın, nasıl yaşamak isterse öyle yaşasın.”

Bu sözde biraz da “Görsün gününü” havası olduğunu sezdim.

Dilim döndüğünce bu düşüncenin doğru olmadığını, halka kızarak hiçbir yere varılmayacağını anlatmaya çalıştım.

Ama bütün bu sözlerde artık bir güceniklik, kırgınlık öne çıkmakta.

Bunu birçok insanda gözlüyorum.

Çünkü herkes yoruluyor.

2008 yılında hâlâ cumhuriyetin kuruluşuyla, laiklikle, anayasanın değişmez ilkeleriyle uğraşılıyor olması ağır geliyor.

85 yıldır bitmemiş kinlerin, öfkelerin ortaya saçılması, onları da öfkelendiriyor.

“Bırak” diyorlar “Gittiği yere kadar gitsin. Bu halk kendisine iyilik yapanları sevmiyor, onları cezalandırmak peşinde.”

En çok tutulan televizyon programlarına bakıyorlar, onlara hitap etmiyor.

Sokaktaki insanın davranışlarını yadırgıyorlar.

Giderek yabancı bir ülkede yaşar gibiler.

Elitten söz etmiyorum, onlar durumdan memnun. Namuslu, vicdanlı halk insanlarını anlatıyorum.

Artık bu ülkede siyasetçinin kalitelisi, namuslusu, kültürlüsü aranmıyor.

Kim daha popülist, kim piramidin en alt kesimine daha çok benziyor yarışına çıkılıyor.

Düzgün insanlar da bu durum demokrasi diye yutturulduğu için kızıyorlar.

Gerçekten de büyük bir yanlış bu.

“Kimin ağzı çorba kokuyor”, “Kim daha lümpen ağzı konuşuyor?” yarışı, ülkenin liderliği için bir kıstas olmamalıydı ama oldu.

Obama diyenler çıkacaktır ama unutmayın ki o bir entelektüel.

Yedi kitap yazmış bir anayasa profesörü.

Siyahi ama köşe başında ona buna çullanan siyahilerden değil.

Ne yazık ki gerçek demokrasiyi anlamadan, onu bir fetişizm haline getirmek sağda da solda da daha cahil, daha kaba, daha lümpen lider arayışı doğurdu.

Hiç kuşkunuz olmasın, yarın iş başına gelecek olan lümpen liderler, bugünküleri de aratacaklar.

Bazı arkadaşlarım “Bırak o zaman görsünler günlerini” diyorlar.

Ama biliyorum ki bu da yol değil, hem de hiç değil.

Ama yol ne diyorsanız inanın onu da bilemiyorum artık.

Sadece o yaşlı adamın üzgün gözlerini ve “Süt neyse kaymak da o olur” sözlerini hatırlıyorum.



Zülfü LİVANELİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BURCU SOYSEV- yazımı kışa çevirdin